29 Mayıs 2012 Salı

salla salla salla,titre

Merhabalar sevgili izleyen,
seni çok özledim...

Nedense ayrışmak ve ayrılmak arasındaki nitelikli farkı düşünürken buluyorum kendimi son bi kaç gündür...
Zaman ve mekan kavramlarını hiçe sayıp,
var mısın,
yok musun...
bunu soruyorum...
Cevap;
Mor ve ötesinden geliyor gecikmeden.

"İki gözüm eminim sen yoksun"...

Eee diyorum,madem yoksun da ne diye var gibisin,
Öyle saçma sapan yerli yersiz aklıma gelip,ne diye beni üzüyosun halen ...

"Titre ve kendine gel",bir ankara havası sözü olmaktan ziyade,bir B.Ç lafıdır kendileri...
Taş ve gedik arasında ki seviyeli ilişkiyi niteler kendi çapında...

Zaman öyle de böyle de geçiyor değil mi sevgili izleyen?
Sen ne yaparsan yap
geçiyor...
Sen gidiyorsun,yenisi geliyor
İşgüzar teyzeler sana gelinlik kız,evlenilicek adam bulmaya adıyor kendini...
Elindekini hiç'e sayıp,hiç olmamış gibi görerek üstelik...
Tabi burada esas kişinin söylemleri önemli aslında...
malum kişi diyorsa "yaa zaten bizden bir şey olmayacaktı amaaan iyi oldu o sağ ben selamet "diye,
o zaman herkese bok yemek düşüyor,
fütursuzca biliyorum...
Ama iş böyle değilse
Evhamlı kocakarılar...
Sağa sola haber salınıp,hanım hanımcık iyi ailene kızını(hah iyi kızmış ne fındıklar kırmıştır allah bilir),ya da iyi huylu efendi çocuğu(öyle zannedin,gece gezmeden eve gelmez,çalsın sazlar oynasın kızlar) allayıp pullayıp yemek masasına oturtun bi güzel,üzerine bolca parfüm,mürebbiye kılıklı bi elbise,al sana kız...Bak miss
ohhh valla ne güzel memleket...
Dönme dolaptan başkası yalan...
Dönme dolap demişken,
Bi bok yok...

Bak bi de ne var;
Sanki sen hatalısın böyle yerin dibine girilesi,ölünüp geberilesi,allah belanı versin,sürüm sürüm sürün denilesi bişey yapmışssın gibi,ara da arar sorarsın halini hatırını ,
ama karşında ki engin kibirini,ve bulutların tepesinde gezen burnunu mm bile oynatmadan yanıt verir sana,
seni ne yaptığın nelerle uğraştığın ne istediğin ne beklediğin umurunda bile değildir...
Senin acaba mı diye düşündüğün saatler de ,
kendileri Muhteşem gelecekleri ile ilgili planlar yaparlar...
Sen de öyle öküz gibi bakarsın...
Bakar bakar akıllanmazsın...
Hep bi beklenti vardır içinde,
alışkanlık herhalde diyelim :)
Ömür mü geçer ya...
Herkese şapur şupur
sana yarabbi şükür...
Sen ağla,üzül,ne biliyim zırvala saçmala salak salak konuş,
paşanın umrunda olmasın...
Gelip de bi "salakmısın sen neden ağlıyosun "demeyi bile akıl edemsin ,
sen haftalarca ağlamaya devam et,
"amaaan nasılsa beni dinlemio" diyip geçsin köşesine,
bir de kahve içsin 
mümkünse orta şekerli,
yandan çarklı yani...

Sen kimsin ki?
Herhangi biri olmaktan başka onun için...
bir kez daha anlarsın...
Ama lafa gelince,açar ağzını yumar gözünü,çünkü sen bir kuklasın...
Her dediğini yapan,aciz zavallı bir kukla ,
azıcık itaatsizlik ettin mi var haline,
vallahi acımaz atar iğneli fıçılara...
Nil demişti "gitme yoksa içerim bütün uyku haplarını,sonra karıştırırsın ruh kitaplarını"
acaba işe yarar mı diye düşünceler başlar arada sırada,
hani ""mış"" gibi yapmalar falan...
yok annemmm yokkkk
karşındakinin kalbi yok ki,
yerin dibine giresi,atar toplar damarlı değil,
volkanik bazlı lav atığı,taşlaşmış karstik mübarek...
Düşünüyorum işte...
İnsan evinden işinden hayvanından 
yazın tatilden
kışın sıcacık yataktan,
diyetteyken çikolatadan
limit yoksa kredi kartından
antibiyotik alıyorsan mojito dan ayrılırken bile üzülür,
hani biR an önce o an bitsin de eskisi gibi kavuşayım ister,
Be mübarek...

öyle işte...

Zaten şimdi çok kalabalık herşey...
Pek düşünmeye zamanım da yok...
Gönül ister ne çay ne kahve,Gönül iki söz ister gerisi bahane...





P.S :
EVRENDE Kİ BÜTÜN İYİ ENERJİLER
BÜTÜN KARMA FELSEFELERİ
BÜTÜN ARILAR
BÜTÜN GANJ ŞARKILARI
BÜTÜN İYİ NİYETLER
BÜTÜN MODERN ZAMANLAR
BU SİZE SON ÇAĞRIMDIR...